13 Mayıs 2014 Salı

Kaynak

   The Fountain, bir adamın sevdiği kadını kurtarmak için giriştiği ebedi savaşımı anlatan bir yolculuk. Destansı yolculuk, 16. Yüzyıl İspanya’sında bir fatih olan Tomas’ın, ölümsüzlük bahşettiğine inanılan efsanevi bir varlık olan Gençlik Çeşmesi’ni aramaya çıkmasıyla başlar. Hikaye, modern bir bilim adamı olan Tommy Creo, sevgili karısı Isabel’ı yavaş yavaş öldüren kanseri tedavi edebilmek uğruna ümitsiz çırpınışlarını anlatarak devam ediyor. 26. Yüzyılda derin uzayda yolculuk eden Tom, kendisini bin yıldır yiyip bitiren gizemleri kavramaya başlar…
Bu bin yıla yayılan üç hikayede, tüm zamanların Thomas’ı olan savaşçı, bilimadamı ve kaşif; hayat, aşk, ölüm ve yeniden doğuş kavramlarıyla yüzleşir. Bu üç adamın hikayesi tek ve ortak bir gerçeğe uzanmaktadır…

   Aronofsky’nin en sevdiğim filmidir,belirli epistemoloji disiplin alanlarının insan merkezli anlatımını bir filmde bulmak ve onu bu kadar başarılı anlatmak gerçekten herkesin harcı değildir işte yonetmenini de farklı yapan budur kanımca, keza aşk kavramında hem dünyevi hemde tinsel çıkarsama yapmak mümkün olduğu gibi mitolojik arka plan filme bambaşka bir nitelik katmış, yönetmenin bur da ki başarısı anlatmak istediği sona doğru belli objelerin araçsallığını kullanarak(yüzük,ağaç vb) analojik çıkarsamalarda bulunmasıdır,zaman ve mekan mefhumlarının farklılığının amaçsallık çerçevesinde ki ayrımsızlığı gerçekten büyüleyici aynı şekilde ölümsüzlük gibi tarihten bu yana iki düşman akım olan diyalektik materyalizm ve metafizik öğretinin çatışmasını da soyutlamayla izleyiciye aktarması ve filmden sonra da bizzat insanların bu olguyla çatıştırmak istemesi takdire şayandır.Eser’in ana temasını özetleyen karmaşıklık aslında bize tek bir şey anlatıyordu,her şey kendi karşıtıyla var olur, keza Rachel Weisz’ın canlandırdığı karakterde filmin bir sahnesinde bize filmin mottosunu açıklıyor:yaratma biçimi olarak ölmek. sonsuzluk için sonluluk,ölümle yaşamın birlikteliği,geçmişle geleceğin kozmik bütünleyiciliği yani paralel iki doğru asla çakışmaz ya yönetmen bize ya çakışırsa diyor.

Yapım Yılı: 2006
Gösterim Tarih: 11 Mayıs 2007
Senaryo: Darren Aronofsky, Ari Handel
Filmin Süresi: 96 Dakika

Saygılarımla
Eray Eliçora


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder