9 Şubat 2014 Pazar

"Düşler,Tutkular Ve Suçlar" İle "Bernardo Bertolucci" Sinemasına Giriş

   Öğrencilerin sesini yükseltmeye başladığı, o ünlü 68 Baharı’ndayız. Isabelle ve erkek kardeşi Theo, bohem aileleri tatilde olduğu için Paris’te yalnız kalmışlardır. Matthew isimli Amerikalı bir öğrenciyi evlerine davet ederler. Üçünün de ortak özelliği ise filmlere olan düşkünlükleridir. Zamanla, konukla aralarındaki ilişki tutkularının peşinden cinselliği tüm yönleriyle keşfedecekleri arzu dolu bir oyuna dönüşür.Dışarıda ise devrim sesini çoktan yükseltmeye başlamıştır…

   Günümüz Türk Sinemasında Nuri Bilge Ceylan,Zeki Demirkubuz,Semih Kaplanoğlu ve benzeri sinemacıların yaptıkları minimalist sinemanın ustası biziz,senin köyünü,kasabanı,seni senden daha iyi anlatırız,küçük burjuva aydın çelişkileri bizim orgazm alanımızdır,Tanpınar dan,Oğuz Atay dan gelen bu ironiyi biz kendi seçkinci meşrebimizle çok iyi görselleştiririz psikolojisindeki –BİÇİMDE NE OLDUM DELİSİ BİR SİNEMANIN– öncü ustalarından biridir BERTOLUCCİ.Yukarıda adını saydığım yönetmenler nasıl çöküşün estetiğini oluşturuyorlarsa,Bertolucci de önemli tarihsel süreçlere ilişkin toplumsal dinamiklerin macerasını FREUDYEN tahlillere boğup,dönemsel konsepte uygun alengirli bir cinsellikle BEAT KUŞAĞI seviciliği yapıyor.Fakat ne yazık ki bu entellektüel çakallığının arkasında ANTİ-KOMÜNİST kişiliğini gizleyemiyor.GODARD'la biraraya geldilerse bu oportünist tavrından dolayı çok fırça yemiştir eminim.

Saygılarımla
Eray Eliçora


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder