4 Şubat 2014 Salı

Yağmur Adam

   Los Angeles’ta maddiyata dayalı bir hayat süren fırlama Charlie, yıllardır uzak kaldığı babasının ölümü üzerine 3 milyon dolarlık mirastan yararlanacağını düşünerek hayaller kurar. Oysa kendisine sadece 1949 model bir Buick bırakan babası, servetin tamamını Charlie’nin daha önce varlığından haberdar olmadığı ağabeyi Raymond’a bırakmıştır. Önemli bir ayrıntı ise, Raymond’un bakıma muhtaç, otistik bir dahi olmasıdır!.
Maddiyatçı Charlie mirasın en azından bir kısmından vazgeçmek niyetinde değildir. Bunun için Raymond’u kaldığı klinikten kaçırıp ülke çapında bir seyahate çıkarır. Yol boyunca ağabeyinin yaşamı zorlaştıran alışkanlıklarıyla çileden çıksa da otistik adamın matematik ve hafızalama konusundaki insanüstü yeteneği karşısında bol bol hayrete düşer. Nihayetinde Las Vegas’taki kumarhanelerde bu az bulunan kabiliyetten yararlanarak hile yapmaya bile çalışır. Yol boyunca Charlie, sadece Raymond’u değil, geçmişinin bir parçasını ve belki de kendini keşfetme fırsatı da bulacaktır…

   Dört adet Oscar heykelciği yönetmen Barry Levinson’a, senarist Ronald Bass’a, başroldeki Dustin Hoffman’a ve elbette Yağmur Adam filminin kendisine layık görülmüştü. On yılın en sevilen filmlerinden biri için sinemaseverler 1988′e dek beklemek zorunda kalmışlardı…

Saygılarımla
Eray Eliçora


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder