2 Kasım 2013 Cumartesi

Ağustos'ta Rapsodi

      Amerika’nın Japonyaya nükleer bomba atmasının üzerinden 44 yıl geçmiştir. O günlerin dehşetini yaşamamış küçük çocuklar gizliden gizliye Amerikan hayranlığı beslerken, o felaketi yaşamış olanlar bile olanları unutmaya ve affetmeye kararlıdır…
Çocukları ve torunları tarafından ziyaret edilen yaşlı bir kadının hikayesidir anlatılan bu film Kocasını Nagazaki’ye atılan bombaya kurban veren yaşlı kadının etrafında dönmektedir. Torunlarına zaman zaman o günlerden bahseder. Sanki hem unutmak hem de anıları yaşatmak ister gibidir.
Derken, yıllar önce Hawaii’ye yerleşmiş ve Amerikalı bir kadınla evlenmiş kardeşinin oğlu çıkagelir. Gerçi Japonca konuşmakta ve çok kibar davranmaktadır ama ne de olsa Amerikalı görünmektedir. Hiçbiri onun yanında, büyükanne Kane’nin kocasını öldüren bombadan bahsetmez ve Amerikalı akrabayı rencide edecek anılar fazla kurcalanmaz. Fakat genç adam tahmin edilenden fazla hassastır. Yaşlı kadının ve bir arkadaşının kocalarını anmak için yaptıkları sessiz ayine şahit olur. Ona anlatılmayanlar artık açıklık kazanmaktadır…
Amerika’nın Japonya’ya atom bombası atmasının üzerinden geçen 44 yıl sonrasın da Japon halkının değerlerinin nasıl yozlaştığını ve Japonların geçmişlerinden nasıl koptuklarını ironik bir şekilde beyaz perdeye yansıtan anlam yüklü bir yapıt..
Japonya’ya atom bombası atıldığında 35 yaşında olan Kurosawa Ağustosta Rapsodi filmini çektiği zaman 81 yaşındaydı. Geleneksellik üzerine düşünmüş ve buna dair pek çok eser vermiş olan yönetmen, geleneksellikle modernizmin çatıştığı satıhlara da bakmış olmasına rağmen böyle önemli bir film konusunu bu kadar uzun zaman sonra ele alması sanat çevresini düşündürmüştür..
1991 de Filmin çekimleri esnasında Gabriel Garcia Marquez’in Kurosawa ile yaptığı söyleşide insanları şoka sürükleyici ve katlanılamayacak olduğu kesin olan sahnelere hiç girmediğini belirtmiş. Hastanede ölümü bekleyen bir sürü insan olduğunu ve atom bombasının halen Japonları öldürmeye devam ettiğini söylemesi bu korkunç silahın sonuçlarının belki de yüzyıllar boyu etkilerini göstereceğinin bir gerçeğidir. Filmde 44 yıl geçmesine rağmen yaşanan bu kadar büyük acı ve sonrası Kurosawa’nın usta anlatımıyla insani ve sakin bir şekilde ve bir o kadarda muhteşem bir görsellikle yansımıştır..
“Bazı insanlar konuşurken bile sessizdirler”

Saygılarımla
Eray Eliçora


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder