Akıl ve kol gücünün yürek gücünde nasıl buluştuğunu gördük. İşçi ve çocuğun her ikisi de hem çocuk hem yetişkindi, birbirlerini karakter açısından tamamlıyorlardı. Aralarındaki o ilişkinin kimyasını Tarkovsky çok güzel seyirciye geçiriyor. Çocuğun haksızlığa tahammül edemeyişi ve diğerkamlığı göz yaşartıcıydı. İşçi Sergei’in çocuğun başka bir çocuğu takip etmesine izin verdiği sahne de çok güzeldi. Bakışlarıyla çok şey anlatıyordu, Fransız şansonları söylese karizmasına yakışırdı o derece…Ufaklığın yakışıklılığına da katılıyorum,ruhunun güzelliği ve doğallığı olağanüstüydü. Çocuğun büyüsü, dostluğun büyüsü, sinemanın büyüsü, kameranın şiirsel açılarının büyüsü ve daha da önemlisi Tarkovsky’nin büyüsü…Minik bir mücevher gibi parlayan bir film. O sınıfsal ayrımı çok incelikli bir biçimde yansıtmış Tarkovsky katılıyorum, çocuğun ruhunun asaleti ise çok esere konu olacak cinstendi.
Saygılarımla
Eray Eliçora
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder