28 Kasım 2013 Perşembe

Nostalji

   Tanınmış bir Rus şair olan Andrei, 18. yüzyılda yaşamış ve Bolonya’da eğitim görmüş memleketlisi müzisyen Sosnovsky’nin hayatını araştırmak için İtalya’ya gelir. Güzel İtalyan tercümanı eşliğinde Toskana’dayken mutsuz evliliğinin, karısının ve çocuklarının Rusya’daki hatırası onu avlar. Seyahati giderek içsel bir serüvene dönüşürken mistik bir aydınlanma, şairin yolunu aydınlatacaktır…

   Yaşamın imkansızlığından, özgürlüğün olmadığından eğer aşka sınır koyarsak insanın şekilsiz hale geleceğinden bahsettiğini söyler Tarkovsky. Nostalji ona göre bütün bir duygudur, yakınlarımızın yanında kendi ülkemizde bile nostalji duyabileceğimizi söyler.Bazen yalnızlıklar içinde kalabalık, kalabalıklar içinde yalnız olabiliriz. Ruhumuz kısıtlandığında kaçma isteği de bir çeşit nostaljidir. Yüreğimizdeki amansız acı, hayatın boşluğunda sallanan belirsizlik, gittiğimiz yollarda geriye bakıp anı yaşayamamaktır, birinin yerine başkasını koymak, düşündüklerimizi söyleyememek içimizdeki uhdedir, ormanlar içinde yürüyünce ciğerimize dolan havanın duygularımızı coşturması, henüz doğmamış bir çocuğa özlem duymak, tanışılmamış sevgilinin yitirilmiş hüzün yumağıdır, gözden akan yaşın henüz kurumadan yeni yeni özlemlere de kucak açabilmesidir, yaşama isteksizliği (intihar edimi) yaşamdan doyum alamamak, zirveye çıkamamaktır nostalji ya da ne bileyim tarifi imkansız bir duygunun böğrümüzdeki ağırlaşan ağrısıdır kim bilir?...

Saygılarımla
Eray Eliçora


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder